Şirketlerin sürdürülebilirlik programlarından değer yaratması bekleniyor, ancak bazı şirketler maalesef bunu başaramıyor. Peki, değer yaratan ve yaratamayan şirketler arasında ne gibi farklar var? McKinsey’in bu konuda yaptığı küresel araştırmanın sonuçları işte tam da bunu ortaya koyuyor.
İklim değişikliği gibi çevresel sorunlar çeşitli iş fırsatlarının yanı sıra bazı riskler de yaratıyor. McKinsey’nin araştırmasına göre, sürdürülebilirlik programlarından değer yaratan şirketler kendilerine özgü bir dizi yönetim uygulaması izliyor. Söz konusu şirketler sürdürülebilirliği stratejik bir öncelik haline getirirken, diğer şirketlere kıyasla bu konuda hedef belirleme olasılıkları da daha yüksek. Sonuçlar, değer yaratan şirketlerin sürdürülebilirliği kurum kültürlerinin bir parçası haline getirerek, tüm çalışmalarına entegre edebilmeleri için çalışanlara eğitim verdiklerini de gösteriyor.
Sürdürülebilirlik her konuda gündemin ilk sırasında
Araştırma sonuçları, değer yaratan şirketlerin sadece ürün portföylerinde değil, müşterileri, tedarikçileri ve iş ortakları ile gündemlerine de sürdürülebilirliği dahil etme eğiliminde olduklarını gösteriyor. Sürdürülebilirlikten değer yaratan şirketleri yakalamak için diğer şirketlerin, hangi uygulamaların olumlu finansal etki yarattığını anlayarak işe başlayabileceği ortaya konuyor. Günümüzün değer yaratan şirketlerinin ayırt edici uygulamalarını anlamak, başkalarının da onlara katılmanın bir yolunu bulmasına yardımcı olabileceği öngörülüyor.
Araştırmaya katılan, sürdürülebilirlikten değer yaratan şirketlerin temsilcilerinin yüzde 22’si şirketlerinin son beş yılda sürdürülebilirlikten mütevazı veya önemli bir değer elde ettiğini söylüyor. Her beş kişiden ikisi ise önümüzdeki beş yıl içinde şirketlerinin sürdürülebilirlikten değer yaratmasını beklediklerini ifade ediyor. Otomotiv, enerji ve doğal gaz, petrol, taşımacılık ve lojistik gibi iklim değişikliğini engellemede önemli rol üstlenen sektörlerden katılımcılar, şirketlerinin beş yıl içinde sürdürülebilirlikten mutlaka değer yaratacağına inanıyor.
Çalışanların katılımının sağlanması ve müşteri beklentilerinin karşılanması
Araştırmaya katılanlara göre, sürdürülebilirlikten değer yaratan ve yaratmayan şirketler arasındaki en önemli farklardan biri, değer yaratanların işgüçlerini sürdürülebilirlik çabalarına dahil etmek için daha fazla çaba sarf etmeleri. Değer yaratan şirket temsilcilerinden yanıt verenlerin yaklaşık beşte üçü, sürdürülebilirliğin kurum kültürünün bir parçası olduğunu söylüyor.
Değer yaratan şirketlerde çalışan bağlılığı da sürdürülebilirlik gündeminin önemli bir maddesi. Söz konusu şirketlerin büyük çoğunluğunda tüm çalışanların sürdürülebilirlik uygulamalarını iş yapış şekillerine entegre edebilmeleri için eğitim verilirken, ücretlendirmeleri ile ilgili kararlarda da sürdürülebilirlik performanslarının etkili olduğu ifade ediliyor.
Araştırma sonuçlarına göre bu şirketler, müşterilerin beklentilerini anlamak ve bu beklentilere karşılık vermek için daha fazla çaba harcıyor. Müşteri ilişkilerinde sürdürülebilirlik konularına verilen önem ürün portföylerini değiştirmeye kadar gidebiliyor. Değer yaratan şirketler, sürdürülebilirlik konularını vurgulamak için ürün tasarımlarını değiştirme, yeni hizmet olarak ürün modelleri geliştirme ve sürdürülebilir markalar yaratma eğiliminde.
Sürdürülebilirlik için geleceğe odaklanmak
Araştırma raporunda yöneticilerin şirketlerinin sürdürülebilirlik çabalarına odaklanmak ve bunlardan daha fazla değer elde etmek için yapabilecekleri üç maddede sıralanıyor:
- Sürdürülebilirlik konularına iş fırsatları olarak yaklaşın.
- İyi sonuçlar elde etmek için sorumluluğu şirket geneline yayın.
- İşbirliği ile etkiyi artırın.
McKinsey’nin küresel araştırma raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.