Paylaşım ekonomisinin faydaları ve gelecek perspektifi

Geçtiğimiz ay yayınladığımız blog yazımızda paylaşım ekonomisinin dünü, bugünü ve yarınını ele almıştık. Paylaşım ekonomisi ile ilgili yazı dizisinde bu ay bu ekonomi modelinin sunduğu çeşitli faydaları ve gelecekte bizi nelerin beklediğini inceledik. Gelin detaylarına beraber bakalım!

Topluma, ekonomiye ve çevreye fayda

Paylaşım ekonomisi, sadece şirketler için maliyet avantajı yaratmakla kalmıyor aynı zamanda toplumu bir araya getirirken, sosyal bağları da güçlendiriyor. İnsanlar, birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılayarak ve kaynaklarını paylaşarak, daha dayanışmacı ve işbirlikçi bir toplum oluşturuyorlar. Özellikle ülkemizin tarihine baktığımızda bunun çarpıcı örneklerini bulmak mümkün. Yani aslında paylaşım ekonomisi modelinin tarihi bir hayli eskiye dayanıyor, sadece o zamanlarda adı ve uygulama alanları daha toplum yararına dönüktü ve net bir şekilde tanımlanmamıştı. Bugünlerde ise paylaşım ekonomisi, daha tanımlı ve fayda yelpazesi çok daha geniş; topluma faydaya ekonomi ve çevreye fayda da eklenmiş durumda.

Özellikle son yıllarda iş dünyasının ve ekonominin gündeminde ilk sıralarda yer alan çevreyi korumaya yönelik stratejiler vazgeçilmezler arasında yer alıyor. Bu hem şirketlerin çevreye duyarlılıklarının artmasından hem de müşterilerin çevre dostu markaları tercih etme yönündeki eğilimlerinden kaynaklanıyor. Bu nedenle, çevre dostu iş modellerinin önemi her geçen gün artıyor. Paylaşım ekonomisi de kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayarak çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor. Özel araç paylaşımı ya da lojistik özelinde palet kargo gibi uygulamalar, trafikteki araç sayısını azaltarak karbon salınımını düşürüyor. Ayrıca, ortak kullanım alanları, depolar ve ürünler, daha az tüketim ve atık üretimi anlamına geliyor. Boston Consulting Group’un 2022 yılında yayınladığı rapora göre, araç paylaşımı uygulamaları, şehirlerdeki karbon emisyonlarını %15’e kadar azaltabilir.

Paylaşım ekonomisi, daha önce de belirttiğimiz gibi, hem bireylere hem de şirketlere ekonomik faydalar sağlıyor. Şirketler, atıl durumdaki varlıklarını değerlendirerek maliyetlerini düşürebilecekleri gibi, alacakları hizmetlerde de paylaşımlı uygulamaları tercih edebilirler. Bu model, şirketlerin finansal verimliliğini artırırken, rekabet avantajı da sağlayabilir. PwC’nin 2023 yılında yayınladığı bir rapora göre, paylaşım ekonomisinin küresel pazar değeri 2025 yılına kadar 1 trilyon dolara ulaşabilir. Benzer şekilde Ernst&Young tarafından 2022 yılında yayınlanan bir başka rapor, paylaşım ekonomisinin şirketlere maliyet tasarrufu sağlayarak %30’a varan verimlilik artışı sunduğunu ortaya koyuyor.

Gelecekte bizi neler bekliyor?

Teknolojik yeniliklerin, her alanda olduğu gibi paylaşım ekonomisinin gelecekte daha da büyümesine katkı sağlayacağını söyleyebiliriz. Blokzincir teknolojisi, güvenli ve şeffaf işlem imkanları sunarak paylaşım ekonomisinin yaygınlaşmasını destekleyecek. Yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi teknolojiler ise, paylaşım ekonomisi platformlarının daha verimli ve kullanıcı dostu olmasını sağlayacak. Accenture’ın geçen sene yayınladığı verilere göre, blokzincir teknolojisinin paylaşım ekonomisi platformlarına olan güveni %40 artırabileceğini öngörülüyor. Benzer şekilde, Gartner da bir raporunda, yapay zeka ve nesnelerin interneti entegrasyonunun paylaşım ekonomisi temelli platformların verimliliğini %50 oranında artırabileceğini belirtiyor.

Tüketici davranışlarındaki değişim, ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenen beklentiler, paylaşım ekonomisinin daha da önem kazanmasına yol açacak. Özellikle genç nesillerin, çevre dostu ve sürdürülebilir iş modellerine olan ilgileri ile paylaşım ekonomisinin büyümesine öncülük edeceklerini söylemek mümkün. Ayrıca, dijital platformların kullanımı ve online hizmetlere olan talep arttıkça, paylaşım ekonomisi de büyüme kaydedecek. Bu konuda pek çok danışmanlık şirketinin yayınladığı veriler bunu doğrular nitelikte. Örneğin, Boston Consulting Group’a göre, genç nesillerin %75’inin paylaşım ekonomisi hizmetlerini tercih ediyor ve bu trendin artarak devam edeceği öngörülüyor.

Paylaşım ekonomisi, gelecekte yeni iş modellerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Ortak çalışma alanları, dijital hizmetler ve paylaşım temelli ticaret modelleri, iş dünyasında yenilikçi çözümler sunacak. Bu iş modellerin, hem bireyler hem de şirketler  için yaratacağı çeşitli fırsatları hep beraber heyecanla takip edeceğiz. KPMG’nin geçen sene yayınladığı bir rapor, paylaşım temelli ticaret modellerinin 2030 yılına kadar iş dünyasında %30 oranında büyüyeceğini öngörüyor.

Sonuç olarak…

Paylaşım ekonomisi, toplumsal, çevresel ve ekonomik faydalar sağlayan dinamik ve yenilikçi bir iş modeli olarak öne çıkıyor. Gelecekte, teknolojik gelişmeler ve değişen tüketici davranışları ile daha da önem kazanacak. EKOM Grup olarak bizler de, bu dinamik ve yenilikçi ekonomi modeline uyum sağlamak ve müşterilerimize en iyi hizmetleri sunmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Paylaşım ekonomisi ile ilgili yazı dizimizin üçüncü bölümünde, bu modelin farklı sektörlerde nasıl uygulanabileceğini ve başarılı örnekleri inceleyeceğiz. Bizi takip etmeye devam edin!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin
Satış noktalarında marka ve ürünlerinizin daha çok tercih edilmesine yardımcı olalım.
Satış noktalarında marka ve ürünlerinizin daha çok tercih edilmesine yardımcı olalım.