Dünya genelinde döngüsellik oranı, şu anda yalnızca %7,2 seviyesinde ve kullanılan malzemelerin büyük bir çoğunluğu hala doğal kaynaklardan elde ediliyor. Bu çarpıcı gerçek, Circle Economy Foundation tarafından yayınlanan The Circularity Gap Report 2024’te (Döngüsellik Açığı Raporu 2024) vurgulanıyor. 2018’de %9,1 seviyesinde olan döngüsellik oranın düşüş göstermesi, mevcut ekonomi modellerinin hala çok büyük bir çoğunluğunun “al, yap, at” prensibiyle işlediğini gözler önüne seriyor. Peki, bu durum değiştirilebilir mi?
Döngüsel ekonomi ilkeleri, sürdürülebilir bir gelecek için umut vadediyor
Döngüsellik açığı, kullanılan malzemelerin döngüsel ekonomi prensiplerine uygun olarak yeniden değerlendirilmemesiyle ortaya çıkan kayıpları ifade ediyor. 2024 raporunda, son altı yılda, özellikle gıda, inşaat ve altyapı, üretim ve ulaşım gibi dört ana alana dayalı olarak, yarım trilyon tondan fazla malzeme tüketildiği ve bunun 20. yüzyıl boyunca kullanılan toplam malzemenin neredeyse tamamına eşit olduğu belirtiliyor. Bu çarpıcı veri, hem mevcut ekonomik sistemlerin yetersizliğini hem de döngüsellik eksikliğinin çevresel etkilerini gözler önüne seriyor. Ürkütücü değil mi?
Raporda ayrıca, Dünya’nın altı kritik sınırının (iklim değişikliği, okyanus asitlenmesi, azot ve fosfor döngüleri, tatlı su kullanımı, arazi kullanımı) aşıldığı ve bundan dolayı doğal dengenin geri dönülmez bir noktaya ilerlediği belirtiliyor. İşte bu nedenle, krizlerin önünü almak için döngüsel ekonomiye hızlı bir geçiş yapılması gerekiyor. Bu geçiş sadece bireysel ya da tek tek şirketlerin çabalarıyla değil, topluluklar ve ülkelerin tam desteği ile yapılırsa en hızlı şekilde etkili bir ilerleme kaydedilebilir.
Döngüsellik ilkeleri ve uygulamalar
Döngüsel ekonominin temel ilkeleri olan ‘daha az kullan, daha uzun süre kullan, yenilenebilir malzemeler kullan ve yeniden kullan’ prensipleri, hem çevresel hem de toplumsal faydalar sunuyor.
Daha az kullan ve yeniden kullan: Döngüsel ekonomi, kullanılmayan malzemelerin israfını azaltarak kaynak verimliliğini artırmayı hedefler. Rapora göre, doğru uygulamalarla malzeme kullanımı %30 oranında azaltılabilir. Rapor, dünya genelinde kullanılan malzemelerin yalnızca %8’inin geri dönüştürüldüğünü ve bu oranın döngüselliğin en temel adımlarından biri olan yeniden kullanım konusunda ne kadar geride kalındığını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Daha uzun süre kullan: Kullanım sürelerini uzatmak, yalnızca kaynak israfını azaltmaz, aynı zamanda ekonomik değer yaratır. Pek çok sektörde ikinci el kullanımın teşviki ve dayanıklı ürünlere geçiş bu alanda önemli kazançlar sağlayabilir.
Yerel ve yenilenebilir malzemeler kullan: Yerel kaynaklardan elde edilen yenilenebilir ve biyolojik malzemeler, ithalata olan bağımlılığı azaltabilir ve karbon emisyonlarını düşürebilir. Yerel kaynakların kullanımı, ithalat bağımlılığını %20’ye kadar azaltabilir ve bu durum, özellikle karbon emisyonlarını önemli ölçüde düşürerek sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmayı kolaylaştırır.
Döngüsellikte geleceğe bakış
2025’te döngüsellik oranını artırmak için somut adımlar atılması gerektiği konusunda hepimiz hemfikiriz. The Circularity Gap 2024 raporuna göre, döngüsel ekonomiye geçiş, yıllık küresel sera gazı emisyonlarını %39 oranında azaltabilir ve kaynak çıkarma ihtiyacını %28 düşürebilir. Bu dönüşüm, yalnızca çevresel sürdürülebilirlik sağlamakla kalmaz, aynı zamanda yeni iş modelleri ve ekonomik fırsatlar yaratarak toplumsal refahı da artırabilir. EKOM Grup olarak, çevresel etkimizi azaltırken müşterilerimizin operasyonel verimliliğini artıran çözümlerimizle döngüsellik prensiplerini lojistik süreçlerimize entegre etmeye kararlıyız. Daha yeşil bir gelecek için birlikte adım atmaya davet ediyoruz!